Anadolu'nun Süslü Ağacı Nahıl
Bereketin ve bolluğun simgesi nahıl, geçmişi Yunan tanrısı Dionysos'a dayanan bir Anadolu geleneği ve bugün sadece Ürgüp bölgesinde sürdürülüyor.
Nahıl, üzeri yaprak, çiçek, meyve, renkli kâğıt ve mumlarla donatılmış olan bir süs ağacıdır. Arapça hurma ağacı anlamına gelir ama kökenleri antik Yunan'a uzanır. Dionysos ayinlerinde kullanıldığı bilinen bir nahılın boyu 18-20 metreyi bulabiliyordu. 200-300 kişi tarafından ancak taşınabilen görkemli nahıllar Osmanlı sultanlarının düğünlerinde şehzadelerin sünnet düğünlerinde de kullanılırdı. Nahıllar birkaç tane olursa birisi ve en büyüğü önde giderdi. Onu şeker bohçaları, şekerleme ve tatlı sinileri, şerbet sürahileri, çeyiz bohçaları, para keseleri, cevahir kutuları takip ederdi. Bundan sonra sırtlarında kurbanlık koyun taşıyan hamallar ve çeyiz katırları gelirdi. IV. Murat zamanında (1623-1640) İstanbul' da dört dükkânda 53 nahılcı çalışıyordu. Sarayda ve halkı arasında bir zamanlar yaygın bir gelenek olan nahıl, bugün daha sade bir biçimde yalnızca Ürgüp bölgesindeki bazı düğünlerde yaşatılıyor. Uygulama ise şöyle ilerliyor: İki metre kadar yükseklikteki bu düğün ağacı erkek evi tarafından çiçek, meyve, yaprak, renkli kâğıt ve mumlarla geline benzetilerek süsleniyor. Nahıl kına günü peşinde dans eden bir kalabalıkla kız evine gönderiliyor. Nahılla birlikte kız evine iki tepsi gidiyor. Tepsilerin birinde baklava, diğerinde üç tabak var. Ortadaki tabakta pişirilmiş ve soğutulmuş bir tavuk, kenardakilerin birinde yoğurt, ötekinde de hazırlanmış kına oluyor. Tavuk ile baklava nahılın yanına oturan damat ve arkadaşlarına dağıtılıyor. Yoğurt ise yenmeden geri gidiyor. Bu sırada damadın eline kına yakılıyor ve artan kına etrafındakilerin ellerine birer parça sürülürken şu sözler söyleniyor: "Evliler tazelensin, ergenler hazırlansın." Daha sonra nahıl ağacı şiirler ve şarkılarla övülüyor. Tören sonunda erkek evine geri götürülüyor. Yazı: Argos in Cappadocia